Перевод: с турецкого на русский

с русского на турецкий

borçlu olmak

  • 1 uçan kuşa borçlu olmak

    быть в долгу́, как в шелку́

    Türkçe-rusça sözlük > uçan kuşa borçlu olmak

  • 2 borçlu

    должни́к (м) кредито́р (м)
    * * *
    1.
    задолжа́вший
    2. -e
    должни́к тж. перен.

    borçlu olmak — быть обя́занным кому (в какой-л. работе, в каком-л. деле)

    artık siz ona borçlusunuz — отны́не вы в долгу́ пе́ред ним

    ••

    borçlunun duaçısı alacaklıdırпосл. за должника́ мо́лится его́ кредито́р

    Türkçe-rusça sözlük > borçlu

  • 3 hayat

    жи́знь (ж)
    * * *
    I

    hayata atılmak — вступи́ть в жизнь

    hayatını borçlu olmak — быть кому-л. обя́занным [свое́й] жи́знью

    hayatını kazanmak — зараба́тывать [себе́] на жизнь

    hayatı kaydı — жизнь дала́ тре́щину, жизнь пошла́ под отко́с

    hayatını koymak — отда́ть жизнь за кого-что

    hayata küsmek — потеря́ть интере́с к жи́зни, опосты́леть (о жизни)

    hayatta olmak — жить, существова́ть

    babası hayatta mı? — его́ оте́ц жив?

    hayat vermek — вдохну́ть жизнь

    hayatın baharı — мо́лодость

    hayata gözlerini yummak / kapamak — умере́ть, сконча́ться

    II
    1) нару́жная галере́я до́ма
    2) двор пе́ред до́мом

    Türkçe-rusça sözlük > hayat

  • 4 uçmak

    лета́ть слета́ть
    * * *
    1) лета́ть
    2) улету́чиваться, испаря́ться (о газообразных, жидких веществах)
    3) выцвета́ть, бле́кнуть (о ткани и т. п.)
    4) полете́ть, улете́ть

    uçurtma uçtu — бума́жный зме́й улете́л

    5) слете́ть, полете́ть ( сверху)

    yardan uçmak — слете́ть с я́ра

    6) разг. улету́чиваться, исчеза́ть ( со своего места)

    bizim kitaplar uçmuş — на́ши кни́ги улету́чились

    ••
    - uçan kuştan medet ummak

    Türkçe-rusça sözlük > uçmak

  • 5 uçmak

    (uçar)
    1) лета́ть; пари́ть
    2) улету́чиваться, испаря́ться (о газообразных, жидких веществах)
    3) разг. улету́чиваться, испаря́ться, исчеза́ть (со своего места)
    4) слете́ть; полете́ть (сверху)

    uçan kuşa borçlu olmak — быть в долгу́ как в шелку́

    uçan kuştan medet ummak — посл. ждать у мо́ря пого́ды

    rengi uçmuş или benzi uçmuş — а) он побледне́л; б) он бле́дный

    Büyük Türk-Rus Sözlük > uçmak

См. также в других словарях:

  • hayatını (birine) borçlu olmak — 1) biri tarafından ölümden kurtarılmış olmak 2) birinin yaşamı bir başkasının desteği ile sağlanmış olmak Bu hayatımı ağabeyime borçluyum …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • borçlu bulunmak (veya olmak) — (birine) borçlu duruma düşmek Dehasını, geçirdiği sara nöbetlerinin şokuna borçlu bulunuyordu. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • medyunuşükran olmak — teşekkür borçlu olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • uçan kuşa borcu olmak — pek çok kişiye borçlu olmak Ben kimsenin hususi hayatına karışmayı asla sevmem ama şu Şahin Paşa, uçan kuşa borcu olduğunu herkes bilirken nasıl oluyor da kumarda bu kadar para kaybediyor. A. Ş. Hisar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kefil olmak — borçlu borcunu ödemediğinde veya bir kimse verdiği sözü yerine getirmediğinde bütün sorumluluğu üzerine almak Kefil olmak istediğiniz adamı evvela benden soracaksınız. A. Ş. Hisar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • medyun olmak — (birine) kendini borçlu hissetmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hayat — 1. is., hlk., Ar. ḥiyāṭ 1) Genellikle köy ve kasaba evlerinde, üstü kapalı, bir veya birkaç yanı açık sofa 2) Avlu 3) Balkon 4) Sundurma 2. is., Ar. ḥayāt 1) Canlı, sağ olma durumu 2) Yaşam Hayat sahnesinde yetmiş üç yaşın basamaklarındayım. H. F …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • şükretmek — e, der, Ar. şukr + T. etmek 1) Tanrı ya minnet duygusunu sunmak, şükreylemek Bu fırsatı sana bahşettiğinden dolayı Allah a şükret! P. Safa 2) Bir kimseye minnet duymak, gönülden borçlu olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • borca batmak — çok borçlu olmak Şevket ölesiye çalışmak pahasına acaba bu korkunç masrafı karşılayacak kadar para kazanıyor mu idi yoksa çocukcağız borca mı batıyordu? R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alacaklı — sf. Birinden alacağı olan (kimse), borçlu ve verecekli karşıtı Gelir desen dar gelir / Günaşırı alacaklılar gelir. O. V. Kanık Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller alacaklı çıkmak alacaklı olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»